
Evrimciler, "Hayat nasıl başladı?" sorusuna öylesine mantık dışı bir cevap verirler ki, sadece bu cevap bile evrim teorisinin ne kadar akıl dışı ve "halüsinasyonlara" dayalı bir teori olduğunu gösterebilir. Evrim teorisi, daha önce de belirttiğimiz gibi hayatın tesadüfen meydana gelen bir hücreyle başladığını söyler. Bu, dünya tarihindeki ilk sanayileşmenin bir gün bir kentin merkezinde tesadüfen oluşan bir fabrikanın yine tesadüfen üretime geçmesiyle başladığını söylemek kadar, hatta daha da saçma bir iddiadır.
Ernst Haeckel'in yaşadağı devirde resimde görülen ilkel tarzda mikroskoplarla sadece hücrenin dış yüzeyi hakkında bilgi edinilebiliyordu. Bu bilgi seviyesi ile ortaya atılmış olan bir iddianın 21.yy bilimsel gelişmişlik düzeyi içinde, kimilerince hala savunuluyor olmasının "Darwinist Büyü" den başka bir açıklaması yoktur.
Evrim teorisinin iddiasına göre bundan dört milyar yıl kadar önce ilkel dünya atmosferinde birtakım kimyasal maddeler tepkimeye girmiş ve yıldırımların, sarsıntıların ve başka olayların etkisiyle karışmış ve böylece ilk canlı hücre ortaya çıkmıştır.
Bu, belki Darwin'in dönemindeki cehalet ve ilkel bilim seviyesi ile bir dereceye kadar inandırıcı bir senaryo olabilirdi. Çünkü Darwin'in bu teoriyi ortaya attığı dönemde bilim dünyası hücrenin yapısı hakkında herhangi bir bilgiye sahip değildi. Mevcut mikroskoplar hücreyi sadece bir kara leke olarak görebiliyorlardı. Örneğin Ernst Haeckel hücrenin "homojen bir protoplazma yığını" olduğunu düşünüyordu yani hücrenin işlevlerinden, kompleks özelliklerinden habersizdi. Oysa geçtiğimiz yüzyılda teknolojide yaşanan hızlı gelişmeyle, 20. yüzyılın en büyük keşiflerinden biri yapıldı ve hücrenin tüm detayları keşfedildi. Ortaya çıkan tablo ise bilim adamlarını hayrete düşürecek nitelikteydi. Hücrenin bugün bilinen en kompleks yapılardan biri olduğu anlaşıldı.
Hücre, aynı bir fabrika gibi farklı işlemlerin yapıldığı pek çok farklı bölümlere ve farklı görevleri olan elemanlara sahiptir. Bu bölümler; enerjiyi üreten santraller; yaşam için zorunlu olan enzim ve hormonları üreten fabrikalar; üretilecek bütün ürünlerle ilgili bilgilerin kayıtlı bulunduğu bir bilgi bankası; bir bölgeden diğerine hammaddeleri ve ürünleri nakleden kompleks taşıma sistemleri, boru hatları; dışarıdan gelen hammaddeleri işe yarayacak parçalara ayrıştıran gelişmiş laboratuvar ve rafineriler; hücrenin içine alınacak veya dışına gönderilecek malzemelerin giriş-çıkış kontrollerini yapan uzmanlaşmış hücre zarı proteinleridir. Bu sayılanlar hücredeki karmaşık yapının yalnızca bir bölümünü oluşturur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder